İyiliğe gönüllü olanlar

“Bir mum, diğer mumları tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez.” Mevlana

Gönüllülük, bireylerin herhangi bir maddi çıkar olmaksızın tamamen kendi iradeleriyle toplumun yararına olacak faaliyetlere destek vermesidir. Diğer bir deyişle gönüllü birey kendi arzusuyla maddi bir beklenti gözetmeksizin bir başkası yararına eylemde bulunur. Gönüllülük her kültürde farklı şekillerde karşımıza çıkmakta. Türkler için hem dini hem de kültür kodlarında var olan gönüllülük “Yardımlaşma, birlik olma ve dayanışma” gibi kavramlarla ortaya çıkarken Arapçada “tatawa’a” kelimesine karşılık gelen gönüllülük “Bir şey bağışlamak” olarak tanımlanmakta. Güney Afrika’da ise gönüllülük “ubuntu” kelimesiyle “Biriyle ilişki içinde olmayı” betimlemekte. Örneğin köyden geçen yabancı birine o istemeden su ya da yiyecek vermek, onunla iletişim kurmak gönüllü bir faaliyet olarak tanımlanıyor.

Kültürler kendi gönüllülük anlayışını ortaya koysa da Birleşmiş Milletler gönüllülüğü, “Bireyin kendi özgür iradesiyle, maddiyata dayanmayan bir motivasyonla ailesi ya da yakın çevresi dışındaki bireylerin ve/ veya diğer canlıların yararına yönelik gerçekleştirdiği faaliyetler” olarak tanımlıyor. Birleşmiş Milletler tarafından “Uluslararası Gönüllüler Yılı” olarak ilan edilen 2001 yılından bu yana her 5 Haziran “Uluslararası Gönüllüler Günü” olarak kutlanıyor ve konuyla ilgili yapılan çalışmalar duyurularak gönüllü katılımının arttırılması amaçlanıyor.

Dünyada kendine geniş yer bulan gönüllülük hareketi Türk kültürünün de mihenk taşlarından biri. Ülkemizde de dünyada olduğu gibi gönüllülük çalışmaları sivil toplum kuruluşlarının (STK) ve şirketlerin ortaya koyduğu sosyal sorumluluk projeleri üzerinden devam etmekte. 2010 yılında Dünya Bağışçılık Endeksi’nin düzenlediği bağışçılık ve gönüllülük araştırması doğrultusunda Türkiye gönüllü katılımda 135 ülke arasında sondan üçüncü olarak raporda yer alıyor. Dünya Bağışçılık Endeksi’nin yayımladığı raporun yanı sıra Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı’nın 2016 yılında yayınladığı “Türkiye’de Bağışçılık ve Hayırseverlik” raporunda da Türkiye’de gönüllü katılım demografisi ve katılım motivasyonunun diğer ülkelere kıyasla çok da iç açıcı olmadığı görülüyor. Gönüllülük tam anlamıyla bir yaşam tarzı ve gönüllüğün aynı zamanda uzun süreli bir doğası var. İşte bu gerçekten hareketle söz konusu kavramla ilgili algıyı üst noktaya taşımak adına 2019 yılı ülkemizde Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından “Gönüllülük Yılı” ilan edildi.

Gönüllüler, sosyal yönleri gelişmiş ve takım olmanın bilincine sahip sorumluluk alabilen bireylerdir. Söz konusu bireyler problemlerin çözümüne odaklanarak, gönüllülüğün adanmışlık gerektirdiğinin bilincindedir. Gönüllü birey, diğer insanların yolunu aydınlatarak başkalarının hayatlarını kolaylaştırmak amacını güder. Yapılması gerekeni fark ederek içten bir güdüyle harekete geçer. Diğerlerinin mutluluğuyla mutlu olur.

Gönüllülük kişisel gelişimi destekler

Gönüllülük çalışmalarında yer almak topluma olduğu kadar bireyin kendisine de önemli katkılar sağlar. Kişilerin sosyal yönlerini geliştirerek; takım çalışmasını öğrenmesinde, yetenek gelişiminde, kişisel değer yargılarının gelişmesinde ve değişmesinde rol oynar. Özellikle bireylerin özgüveninin artmasına ve farklı kurum ya da kuruluşlarla iletişim kurarak sosyal ve iş ağının genişlemesine katkıda bulunur.

Günümüzde gönüllülük çalışmaları sadece sivil toplum kuruluşlarında gerçekleşmemekte, özel sektörde pek çok şirket kendi içinde sosyal sorumluluk projeleri üreterek kendi gönüllü ekibini oluşturmaktadır. Gönüllülük, bireylerin kuruma olan aidiyet duygularının artmasını sağlayarak kurum ile çalışan arasında organik bağın kurulmasına katkı koyar. Bireyler, kendini iyi hissetmek, sosyalleşmek, toplumun bir ihtiyacını karşılamak, topluma karşı sorumluluğunu yerine getirmek, belli bir konuda deneyim kazanmak, özgeçmişine farklı renkler katmak ve en önemlisi itibar elde etmek için gönüllülük faaliyetlerinde yer alırlar. Gönüllülük bireysel tatminin yanı sıra toplumun kalkınmasına, çevreyle ilgili sıkıntılarda sorunun kaynağında çözülmesine olanak tanır. Dezavantajlı bölgelerde yaşayan bireyler özellikle de çocuklar için yürütülen sosyal sorumluluk çalışmalarında gönüllülük çok büyük etkiye sahiptir.

Gönüllü olmak için ne yapmalıyım?

Çevrenizde ya da dünyada sizin dikkatinizi çeken bir konu üzerinde çalışan bir STK ile iletişime geçebilirsiniz. Her an sizin desteğinize ihtiyaçları var. Fiziksel olarak gönüllülük faaliyetlerine zaman ayıramayabilirsiniz. O halde her ay bir miktar bağış yapmayı alışkanlık haline getirin. Alt ya da üst limit yok. Çalıştığınız şirkette sosyal sorumluluk projelerinde yer almaya gönüllü olun. Eğer bu yönde çalışmaları yoksa iletişim ya da insan kaynakları departmanına öneri sunabilirsiniz. Sizin gibi düşünen insanlarla bir topluluk oluşturabilir ve birlikte bir proje yürütebilirsiniz. Sahili ya da yeşil bir alanı temizleyebilir, hayvan barınağı için bir bağış kampanyası başlatabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey “harekete geçmek.”

Kaynak: Balaban, A. Y. ve İnce, İ. Ç., Gençlerin Sivil Toplum Kuruluşlarındaki Gönüllülük Faaliyetleri ve Gönüllülük Algısı, https://dergipark.org.tr/download/article-file/210830 Çakı, F., Türk Sosyolojisinde Yeni Bir Alan: Gönüllülük Araştırmaları, https://dergipark.org.tr/download/article-file/4891 Ege, R., Gönüllülük, Din Ve Din Eğitimi, https://dergipark.org.tr/ download/article-file/52092