Ağrı sanayisinde tekstille kabuk değişimi

Ülkemizin Doğu Anadolu Bölgesi’nde bulunan ve ismini kısmen il sınırları içerisinde bulunan 5.137 metre yüksekliğiyle ülkemizin en büyük dağından alan Ağrı, Ağrı Ovası’nın kuzeyinde kurulu bir şehir. Doğusunda İran, kuzeyinde Kars, kuzeybatısında Erzurum, güneybatısında Muş ve Bitlis, güneyinde Van ve kuzeydoğusunda ise Iğdır ile çevrili bir il.

11.470 km² yüzölçümüne sahip olan Ağrı, 1.640 metre ile Türkiye’nin rakımı en yüksek 6. ili konumunda. 2020 yılındaki sayıma göre kentin nüfusu 535.435 kişi olarak kayda geçmiş durumda ve bu nüfusun %60’a yakını il ve ilçelerde yaşamakta. Genel olarak soğuk bir iklime sahip olmasıyla bilinen Ağrı’da geniş ormanlık alanlara rastlamak pek mümkün değil. Halkın büyük bir bölümü tarım ve hayvancılıkla uğraşsa da kentte son dönemde filizlenen sanayi tesisleri de gelecek vaad eden önemli bir iş kolu olma olarak dikkat çekiyor. Bunda Yeşim’in bölgede hayata geçirdiği yeni hazır giyim üretim tesisinin de payı oldukça büyük.

Ağrı ilinin tarihi, Paleolitik Çağ’a kadar uzanıyor. Daha geç dönemlerde bu bölge ile Mezopotamya arasında kültürel ilişkiler olduğunu gösteren Tunç Çağı araç gereçleri de kayda geçmiş durumda. Ağrı ve çevresine yerleşen en eski topluluklardan biri Hurriler olmuş. M.Ö. 14. yüzyılda Hititler’in Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki etkinliklerini yitirmeleriyle ortaya çıkan Hurriler’den sonra yöre Urartu, Pers, Makedon, Roma ve Bizans hâkimiyetine girmiş. M.S. 7. yy. ortalarında Arapların eline geçen ve stratejik konumu nedeniyle istilalara uğrayan Ağrı’yı 11. yüzyılda Selçuklular egemenlikleri altına almış. Selçukluların aralıklarla süren egemenlikleri Moğol akınlarıyla son bulmuş. Sonradan İlhanlılar, Celayirliler, Karakoyunlular, Akkoyunlular, Safeviler ve Osmanlı İmparatorluğu egemenliğine giren bölge, 1. Dünya Savaşı’nda Ruslar tarafından işgal edilmişse de 1921 yılında yapılan Kars Antlaşması ile yeniden Anadolu toprağı oldu.

Birçok Karadeniz, İç Anadolu, Doğu veya Güney Doğu Anadolu Bölgesi şehrimiz gibi Ağrı da yoğun göç vermiş bir il olarak dikkat çekiyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi 2018 yılı verilerine göre, Ağrı nüfusuna kayıtlı kişi sayısı 1 milyon 159 bin 141 kişi seviyesindeydi. Söz konusu verilerden Ağrı nüfusuna kayıtlı bu kişilerin yüzde 42’sinin Ağrı il sınırları içinde, yüzde 58’inin de başka şehirlerde yaşadığı görülüyor. Ağrı nüfusuna kayıtlı olup başka şehirlerde ikamet edenlerin yaşadıkları şehirler de İstanbul, İzmir, Kocaeli, Bursa ve Ankara olarak sıralanıyor.

Girişte coğrafi konumu hakkında bilgi verdiğimiz Ağrı’nın Doğubeyazıt, Eleşkirt, Hamur, Diyadin, Patnos, Taşlıçay ve Tutak olmak üzere 7 ilçesi bulunuyor. Ağrı il merkezine karayolunun yanı sıra havayolu ile ulaşmak da mümkün. Özel araç opsiyonun yanı sıra birçok çevre ilden ve büyük şehirlerden Ağrı’ya her gün karşılıklı otobüs seferi mevcut. Havalimanı ise şehir merkezine 7 km mesafede bulunuyor. Kente geçtiğimiz temmuz ayında havayolu ile gerçekleştirdiğimiz ziyaret sırasında havalimanının şehir merkezine son derece yakın olduğunu deneyimleme şansı bulduk. Şehrin en önemli ulaşım yollarından biri Trabzon-Erzurum-Tebriz yolu olarak öne çıkıyor. İran’a açılan Gürbulak sınır kapısı da bu bölgede yer alıyor. Diğer karayolu ulaşım ağları da Doğubayezit-Iğdır-Kars ile Ağrı-Patnos-Van ve Muş yolları. Kış aylarında bazı bölgelerde ulaşım kızaklarla yapılabiliyor.

Halkın önemli geçim kaynağı konumundaki tarım ve hayvancılığın kent ekonomisindeki yeri de oldukça büyük. Tarım ürünleri arasında buğday, arpa ve şeker pancarı başı çekiyor. Kentin diğer önemli tarım ürünleri de pamuk, kendir, pirinç, mısır ve çavdar olarak sıralanabilir. Bölgedeki bataklık arazilerde kamış da fazlasıyla bulunmakta. Su kaynakları bakımından zengin sayılabilecek bölgede sulanabilir arazi 23.522 hektar civarında. Hayvancılık ve buna bağlı olarak gerçekleştirilen hayvansal ürün üretimi de bölgenin en önemli gelir kaynakları arasında. Şehirde koyun yetiştiriciliği oldukça fazla. Kırsal bölgelerde göçebeler aracılığı ile geniş mera, otlak ve yaylalarda koyun, keçi, sığır ve manda besleniyor. Ağrı şehri yer altı kaynakları açısından da önemli bir konumda. Kentte asbest, kükürt, ponzataşı, tuz, maden suyu, sıcak su kaplıcaları, çimento taşı, kireç, tuğla ve kiremit hammaddesi ve Eleşkirt’te linyit yatakları bulunuyor. Bölgede az da olsa mermer yataklarına da rastlanmış durumda. Kentin üretime dayalı sanayi alt yapısı pek gelişmiş olmasa da Gürbulak sınır kapısının bölgede olmasından dolayı özellikle Doğubeyazıt ilçesi özelinde güçlü bir ticaret hacmi olduğu söylenebilir.

1984 yılında faaliyete geçen şeker fabrikası, Tekstilkent üretim bölgesi, Doğubeyazıt Yem Fabrikası, Ağrı Tuğla Fabrikası, Et- Balık Kurumu Kombinası, Peynir-Tereyağ Fabrikası, Un Fabrikası, halı-kilim ve hızar atölyeleri bölgede önemli istihdam alanları olarak öne çıkıyor.

Ağrı, kalkınmada birinci derecede öncelikli iller arasında bulunuyor ve şehir kişi başına düşen milli gelir bakımından en son sıralarda yer alıyor. İşsizliğin de oldukça derinden hissedildiği şehirdeki bu olumsuz tabloyu değiştirmek adına devlet destekli önemli adımlar atılmış durumda. 2019 yılında Ağrı Valiliği öncülüğünde faaliyete geçirilen ve Yeşim’in de bir parçası olduğu Tekstilkent Projesi, bölgenin sosyo ekonomik gelişimi açısından hayati öneme sahip. Valilik tarafından yapılan araştırma ile bölgede büyük çaplı istihdam sağlayacak sektör olarak tekstil-hazır giyim sektörü belirlenmiş ve ilgili tüm yatırım planlamaları bu yönde yapılmış. Şehirde bir organize sanayi bölgesi de mevcut ve alt yapı çalışmaları da tamamlanmış durumda. Halihazırda söz konusu OSB’de özel sektör yatırımları da var.

Tekstilkent üretim bölgesinde Yeşim’in yanı sıra başka firmaların da üretime geçmesi; istihdam olanaklarının arttırılması ve kentte yerleşik bir sanayi kültürünün gelişmesi adına son derece sevindirici. Bölgede heyecan verici bir başka konu da Diyadin ilçesinin altın madeni rezervi ve jeotermal enerji potansiyeli. Söz konusu alanlarla ilgili son dönemde özel sektör eliyle önemli yatırımlar söz konusu. Bu yatırımlar da istihdam anlamında sevindirici sonuçlar oluşturuyor.

İlçede jeotermal kaynaklarla ısıtılan seralarda üretilen ürünlerin potansiyeli her geçen gün artış gösteriyor. Yaklaşık 200 derecelik ısıya ulaşabilen jeotermal kaynaklardan getirilen suyla ısıtılan seralarda yetiştirilen domatesler, şimdiden bölge ekonomisi için oldukça önemli hale gelmiş ve çevre illerde de ün kazanmış. Bölgede hayata geçirilmesi planlanan Organize Seracılık Bölgesi’nin de devreye girmesiyle jeotermalin potansiyeli ve sağladığı katma değer daha da yükselecektir. Buradan tüm Türkiye’ye sebze meyve gönderilmesi hedefleniyor.

Ağrı adına katma değer üreten konulardan biri de daha önceleri yüksekokul statüsünde yoluna devam eden akademik hayatın 2007 yılından itibaren İbrahim Çeçen Üniversitesi olarak gelişimini sürdürmesi ve günümüzde fakülte, enstitü ve yüksekokul sayısını arttırmış olması. Üniversitenin şehrin sosyal ve kültürel yapısında meydana getirdiği olumlu değişimler ve öğrencilerin kent ekonomisinde sağladığı katkılar başlı başına birer kazanım olarak Ağrı’nın gelişim hanesine yazılabilir.

Ağrı’dan bahsederken şehrin turizm potansiyeline değinmemek olmaz elbette. Kentte başta Ağrı Dağı olmak üzere çok sayıda kültürel değer var. Hepsini keşfetmek için birkaç günlük bir planlama şart. Ancak bir haftasonu kaçamağı da damaklarda Ağrı ile ilgili güzel tatlar bırakacaktır. Ağrı’nın efsaneleri ve halk şairleriyle de fazlasıyla bilinen bir şehir olduğunu da eklemeden geçemeyeceğiz.

İshakpaşa Sarayı, Balık Gölü, Nuh’un gemisinin izi, meteor çukuru, Ahmed-i Hani Türbesi, Diyadin Kaplıcaları, Meya ve Buz Mağarası, yaylaları, kuş gözlem alanları ve yöresel lezzetleriyle Ağrı, keşfedilmeyi bekleyen önemli bir kültür değeri olarak ziyaretçilerini bekliyor.