Tutku, Disiplin ve Yol: Motosiklet Üzerinden Bir Liderlik Okuması
Motosiklet ehliyetimi alalı on yıldan fazla olsa da aktif sürücülüğüm o kadar geriye gitmiyor.
Derler ya, herkesin kendi zamanı vardır ne erken, ne geç. Ama ben sanki biraz geç kalmışım gibi hissettim; bu yüzden de adımları ikişer ikişer atarak basamakları hızla çıkmaya çalıştım.
Kendimi, bilgi edinme, işin matematiğini anlama, felsefesini kavrama üzerine eğitmeye; her sürüşe bu şekilde bir anlam yüklemeye çalıştım, çalışıyorum.
Uzun zamandır motosikletle iş hayatı arasında bağ kurma fikrini somutlaştırmak istiyordum.
Bu yazı, o fikre ilk adımı atmamı sağladı. Keyifli okumalar…
Motorun Üstünde Olan, Sadece Sürmez
Motorun üstündeki kişi yalnızca bir sürücü değildir; aynı zamanda gözlemci, denge arayıcısı ve gelişimi zorlayandır. Her sürüş biter ama öğrenme bitmez. Zira asıl gelişim, varılacak yerde değil; yolda ne öğrendiğindedir.
Motosiklet, her zaman özgürlükle eşleştirilmiştir. Ama bu özgürlük, kuralsızlık değil; sorumluluk ve disiplinle gelir. Gaz kolunu ne zaman açacağını bilmek kadar, ne zaman bırakacağını da bilmeyi gerektirir. Bu denge, ancak sürekli bir öz değerlendirme ve çevre okumasıyla oluşur.
Her yol koşulu aynı değildir, tıpkı her ekip ya da organizasyonun birbirine benzemediği gibi.
Ama farkındalık geliştikçe, ne zemin ne rüzgâr bir sürücüyü kolay kolay şaşırtamaz.
Sun Tzu’nun Beş Erdemi: İki Tekerde Liderliği Okumak
Sun Tzu, Savaş Sanatı adlı efsanevi eserinde şöyle der:
“Bir ordunun komutanı beş erdemle donanmalıdır: Bilgelik, dürüstlük, insanlık, cesaret ve disiplin.”
Bu beşli, bir liderin yalnızca karakterini değil, karar alma biçimini de belirler. Ben bu erdemleri motosiklet sürüşüyle de eşleştiririm:
Bilgelik: Yolun sadece görünenini değil, görünmeyen ipuçlarını ve sezgisel sinyallerini de okumaktır. Sis varken ilerlemek değil, durmanın zamanını bilmektir.
Dürüstlük: Kendine karşı net olmaktır. Yorgunsan dinlenmek, hazır değilsen gazı çevirmemektir.
İnsanlık: Yolda yalnız olmadığını bilmektir. Başkalarının hatasına sabır gösterebilmek, bazen kendi önceliğinden vazgeçebilmektir.
Cesaret: Hız yapmak değil; doğru anda karar almaktır. Belirsizlikte ilerleyebilmek ama iç sesini de bastırmamaktır.
Disiplin: Özgürlükle beraber gelen o sessiz sorumluluktur. Motosikletin zincirinden, kendi zihnine kadar her şeyi zinde tutmaktır.
Bu erdemler, sürüşte olduğu gibi liderlikte de kendini tekrar tekrar ispatlamayı bekler. Çünkü liderlik, “varmak” değil; her virajda yeniden karar vermektir.
Ama tek başına erdemli olmak yetmez. Çünkü erdemli lider, gelişmeyi bırakırsa durağanlaşır. Ve durağanlaşan lider, yavaşlar, temposunu kaybeder, hedefe değil engellere odaklanır. En sonunda ise yolun dışına savrulur.
Bu yüzden gerçek bir lider, hiçbir zaman “oldum” dememeli. Benim motosiklette yaptığım gibi…
Her sürüş, yeni bir versiyonumla tanışma fırsatıdır. Her toplantı, bir düşünce pratiğidir. Her ekip üyesi, potansiyel bir lider tohumu olabilir. Liderlik, sadece yön vermek değil; yönü birlikte yeniden yazmaktır.
Hazırlık: Zaferin Sessiz Formülü
Sun Tzu’nun aynı kitaptan bir başka sözü bu yolculuğu en iyi şekilde özetler: “Zafer kazanan komutan önce kazanır, sonra savaşa girer; kaybeden komutan ise önce savaşa girer, sonra zafer umar.”
Ben bu sözü şöyle okurum: “Önce kendini hazırla, sonra yol al.” Hazırlık yalnızca teknik değil, zihinseldir. Donanım, eğitim, sezgi, vizyon… Hepsi yola çıkmadan önce kazanılması gereken içsel zaferlerdir. Çünkü hazır olmayan sürücü, rotayı değil, rastlantıyı takip eder.
Bakışın Yönü, Gideceğin Yeri Belirler
Motosiklette bir söz vardır: “Baktığın yöne gidersin.”
Bu yalnızca felsefi bir ifade değildir; fiziken de defalarca denenmiş bir gerçektir. Göz, bakış nereye yönelirse; bedenin, reflekslerin, ağırlığın da oraya akar. Virajda çıkışa bakarsan virajı dönersin; yol kenarındaki engele - bir ağaca, uçuruma - bakarsan, o yöne savrulursun.
Sürüşte olduğu gibi, liderlikte de bakışın yönü kaderini tayin eder. Bu yüzden kriz zamanlarında, beklenmeyen gelişmelerde ya da her şeyin “süt liman” göründüğü anlarda dahi nereye baktığın çok önemlidir. Yolu mu görüyorsun, yoksa sadece engelleri mi?
Takımın Rotasını Belirlemek: Sorumluluğun Sessiz Hali
Kendi içindeki devinimi, sürekli gelişim gerekliliğini idrak edip adapte olduktan sonra; liderin bir diğer sorumluluğu daha başlar: Takımına, potansiyel liderlere karşı duyduğu sorumluluk.
Motosiklet grup sürüşlerinde genellikle arkadaki motorcular, öndeki lider sürücüye göre hizalanır. Tempo, ritim ve davranış biçimi lidere göre şekillenir. Tehlikeler, riskler, her şey yolunda giderken dahi uyarılar; her şey kötüyken dahi motive etmeler liderin sorumluluğundadır. Zira önde o vardır ve her şeyle ilk önce o muhatap olur.
Herkes bir motoru sürebilir… Ama gruba liderlik etmek - tıpkı iş hayatında olduğu gibi - ayrı sorumluluk ve yetkinlikler ister.
İşte bu konudaki gösterilen tutum, sürücünün bir lider mi, yoksa sadece bir yolcu mu olduğunu belirler.
Ve Sonunda...
Evet, ben kendimi nasıl tanımlıyorum? Samimi bir cevapla noktalıyorum. Açıkçası, neyi ne kadar yapabildiğimden bağımsız olarak “Yolu çizmek, yönü belirlemek isteyenlerdenim. Ama bunu yalnız değil… Uzun yolculuklarla, zorlu yolları birlikte gelişerek yapmak isteyenlerdenim.”
Unutmayın, tıpkı yolda olduğu gibi liderlikte de her zaman kendinize ve ekibinize karşı dürüst, disiplinli, yaratıcı ve tutkulu olun. Tekeriniz her zaman düz bassın...
Yavuz Selim KILINÇ
YeşimTech Direktörü